17 Şubat 2010 Çarşamba

Ben trene bindim!

Merhaba!
Geçen hafta bakıcı teyzem Gügü'nün (yani Gülşen ama ben Gügü diyorum) eşinin ayağı kırıldığı için bize gelemedi hiç....Bana anneannemle dedem baktı, çok sevindim hergün bize geldiler diye ama onlar varken canım hiç gündüz uykusu yapmak istemiyor, hep oynayalım istiyorum....Biraz yoruyorum onları yani..Annem de bir gün izin aldı...Hande ablam ve kankasıyla Forum Outlet diye bi alışveriş merkezine gittik...Dükkanlarda koşturup durdum çok zevkliydi! Sonra annemle trene bindik....Tren bizi uzun uzun gezdirdi hatta durunca ben inmek istemedim....Annem içerde biraz daha oturmama izin verdi...Sonra indim, biraz daha gezdik....Trenleri çok seviyorum iyi ki bütün alışveriş merkezlerinde var ve iyi ki annem beni trene bindiriyo....

9 Şubat 2010 Salı

İlk Müze Gezim


Merhaba!

Hazır parolayı bulmuşken sık sık yazalım dedik annemle...

Ben bu haftasonu çok ilginç bişey yaptım: Hayatımda ilk kez müzeye gittim! Çengelhan Rahmi Koç Müzesi'nde Minyatür Odalar Sergisi vardı, annem arkadaşlarıyla program yaptı, beni de götürdü...İyi ki de gitmişim...Çok ilginç şeyler vardı orda....Bi sürü oda var...İçlerinde eskiden kalma ilginç eşyalar var....Mesela bu odada çok güzel tren maketleri vardı. Bi odada da Atatürkün eşyaları vardı, çok güzeldi...


Minaytür Odaları çok yükseğe koymuşlardı göremedim rahat rahat...Ama odaları görmek için üstüne çıkılan basamaklara inip çıkmak çok zevkliydi...Annem, Pınar Teyzem, Ceren Teyzem ve Alis Teyzem odaları çok beğendiler. Odaların her biri küçük bir tv kadar ama içlerindeki mermer heykellerden halılara ahşap oyma mobilyalara kadar herşey gerçek malzemeden elde tek tek yapılmış!


Müzeden sonra Kirit Kafe diye bi kafeye gittik, içerisi daha çok antika eşyalarla döşenmişti...Orda yemek yedik...Soooraaaa Pirinç Hana gittik, ordaki minik dükkanları gezdik...Ordan dükkanlara gire çıka en tepeye tırmandık tekrar...Beni kimse kucağına almadı... O kadar yokuşu tek başıma çıktım...hiç demiyolar bu çocuk yeni yürüdü yorulur diye....ama olsun kondisyonumu ıspatladım!


Ordan sonra arabada Pınar Teyzemin kucağında uyudum...Soonraaaa Köroğlunda starbaks diye bi yere gittik....içerisi mis gibi kahve ve kek kokuyordu...Annemler kahve içti ben de suyumu içtim ve brownie cheesecake yedim, nefisti!


Zaten çikolatalı herşeyi çok seviyorum ben....Annemler yanımda çikolata kelimesini söylemiyorlar çünkü anında mama diye tutturuyorum...Erzak dolabına gidip kapağını açmaya çalışıyorum...Ama çok çikolata yiyince tombiklerim (bacaklarım yani) alerji oluyor diye annemler yememi istemiyorlar...o yüzden çikolataya aralarında yaramazlık diyorlar! Annamıyorum sanıyorlar ama işte bakın anlıyorum benden kaçmaz bi kere!!

5 Şubat 2010 Cuma

Şükür kavuşturana!


Heeeyyyy herkese merhaba!

Bunca zaman nerdeydin diye sorarsanız maalesef annem bloğun şifresini kaybetmişti....Haftasonu babamın dellenip bütün kütüphane odasını indirmesiyle atılacaklar, verilecekler ayrıldı, odaya yeni bi düzen getirildi veeeeeeeeeeeeeeee annem şifreyi aman unutmıyım diye yazıp bi köşeye sıkıştırdığı kağıdı buluverdi o yığının arasında.....Böylece tekrar yayındayız!


Bunca zaman neler yaptım?

Bi kere yürüdüm! 17 aylıkken....Dedemin doğumgününde...22 Ekim 2009'da birden ayağa kalktım ve anneme doğru yürüyüp sarıldım ona! Dedeme en güzel hediye buymuş, öyle dedi herkes....Nedense ağladılar....Ne güzel işte yürüyorum ne var ki ağlıycak!


Sonraaaaa artık herşeyi anlıyorum....Söyleyebildiğim kelimelerin sayısı da gün geçtikçe artıyor...


Anne

Baba

Anneanne

Dede

Meeee

Möööö

Hav-hav

Mauuuwwwwwwwwww

aykkkaykkayykkk (bu vrak vrak oluyor!)

hüüüp (su)

Emmo (Ekmek)

Elma (Emma)

Mama (bu ortama göre çikolata-bisküvi-çubuk kraker ve bilumum yaramaz abur cuburlar olabiliyor)

Meme (Sevgili emzik)


Gel

Namına (Yumurta)

Tööphhhppttee (Köfte)

ve harflere dökemediğim bi şekilde de traktör diyebiliyorum ama üzerinde biraz daha çalışmam lazım sanırım...yani dışardan biri pek anlamaz ne dediğimi ama annemle babam trakör dediğimden eminler...Zaten ilk söylediğim kelime de keçiydi!:))